25 Aralık 2010 Cumartesi

What is the matrix ?


Nereden başlasam bilemiyorum. Hayatım bir anda değişti .Geçenlerde bir cuma günü akşam mesaisine kalmıştım . Hastanede doğru dürüst insan kalmamıştı o saatte . Bende hastanedeki odama gidip biraz çalışayım dedim . Işığı yakmamış karanlıkta bilgisayar ekranından süzülen ışıkla idare ediyordum .Etrafıma baktım o an kendimi tuhaf sembollerle kod yazan bir bilgisayar programcısı sanıyordum . Önümden matrixvari kodlar dökülüyor gerektiğinde müdahale edebileceğimi hissettiren bir histi o . Ayrıca dekor desen tamamıyla uygundu. Boş cips poşetleri ,kola boşu vs.. masamın üstünde duruyordu . Çok değişik bir hazdı bu . O an içimden " ben istesem şimdi İnterpol'ün bilgisayarlarını hacklerim ama boşver hacı mynet fotolara takılayım " dedim . Ama bendeki bu matrixlik dinmiyordu . Tam aldığım hazzın doruklarındayken içeri o girdi .Karanlıktan gelen o adam . Saçları arkaya taralı . Evet sanki oydu "Agent Simith" .Ama o değildi . Ahmet'ti gelen evet.Ahmet içeri girdi ve can alıcı kelimeleri böğrüme saplanan hançer gibi sıraladı "Devrem naptın ya ? Ne dicem sen uydudan anlıyon mu? Ya anasını sattımın şeyi ......" Hayaller bitti ışığı yaktım . Matrix hayallerim tam bitecekken ....

Bölüm 2 "follow the white rabbit"

Biraz sıkılmış "varayım bi volta vurayım" demiştim kendi kendime . Biraz gezdikten sonra hayatımı değiştiren olay geldi başıma . White rabbit i harbi harbi bulmuştum . Kaynak yapıyordu white rabbit . Eğilmişti , mutluydu .Belki dövmesi yoktu ama büsbütün kıç çatalı görünmüş şekilde bizlere mesaj veriyordu . O an durdum ve kendi kendime dedim "bu kadar çalışmak niye,neden bu kargaşa , neden okuyoruz , neden bu mutsuzluk ." çatal beni benden almıştı .

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder